Merak Kabineleri #16
Bu sayıda, ülke gündemi bizi zor ama kaçınılmaz bir soruyla yüzleşmeye zorluyor: Müzeler, kriz anlarına gerçekten hazır mı?
ÖZET
Merhabalar,
2025’in ilk ayı herkesin “heybesi”ne farklı şeyler doldurdu: hırs, korku, yalan, gıda enflasyonu, madencilik uğruna talan edilen antik kentler, ihmaller, yetkililerin sorumsuzluğu, kaybolan hayaller, yok edilen yaşamlar… Ve tüm bunların karşısında, adalet arayışı, öfke, ama her şeye rağmen umut etmek ve neşemizi koruma çabası.
Ocak ayının özellikle son haftaları hepimiz için ağır geçti. Bu yüzden bu bültende, kültür-sanat ve müzecilik dünyasındaki güncellemeleri bir sonraki sayıya bırakıyor, onun yerine ülke gündeminin bize acı bir şekilde hatırlattığı kritik bir soruya odaklanıyoruz:
Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı devlet müzeleri ve özel müzeler, acil durumlara gerçekten ne kadar hazır?
GÜNDEM
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzeleri ve özel müzeler, acil durumlara gerçekten ne kadar hazır?Bu soruya yanıt verebilmek için aslında başka bir çok soru daha sorulması gerekiyor. “Müzelerde beklenmedik bir acil durumun faciaya dönüşmeden önlenmesi için hangi tedbirler alınmalı?” diye sorarak başladığımız bu yazıyı; “Yangın Acil Durum Örgütlenmesinde insan hayatının korunmasına yönelik önlemler”e dair sorularla bitirelim.
“Müzelerde beklenmedik bir acil durumun faciaya dönüşmeden önlenmesi için hangi tedbirler alınmalı?” sorusunu ilk kez detaylı bir şekilde düşündüğüm günü çok net hatırlıyorum: 29 Eylül 2015. Müzecilik Meslek Kuruluşu Derneği’nin düzenlediği iki günlük bir etkinliğin ilk gününde, sunumları dinlerken…
Etkinlikte, müze güvenliği alanında uzmanlaşmış uluslararası bir komite olan ICMS (International Committee of Museum Security – Uluslararası Müze Güvenliği Komitesi) üyesi üç uzman, kendi deneyimlerinden yola çıkarak müzelerde karşılaşılan acil durumlara dair oldukça öğretici sunumlar yaptılar. Daha sonra öğrendiklerimizi pekiştirmek amacıyla küçük çaplı bir “teftiş” yapma fırsatımız oldu.
Bilirsiniz genellikle kurumlar, eksiklerinin ortaya çıkma ihtimali nedeniyle iç bölümlerini/işlerini kurum dışından “yabancılara” açmak konusunda pek gönülsüzlerdir. Ancak bu etkinlikte büyük bir istisna yaşandı: Pera Müzesi hem özgüvenle bu sürecin bir parçası oldu hem de müze yetkilileri ve çalışanları, sunduğumuz değerlendirmeleri dikkatle dinlediler.
Sunumlar üzerinden 10 yıl geçti. Bu etkinliği kaçıranlar da üzülmesin, çünkü etkinlik vesilesiyle ICMS üyesi Willem Hekman’ın editörlüğünü yaptığı Müzeciler için Acil Durum Prosedürleri El Kitabı, Bingül Gündaş’ın çevirisiyle 2015 yılında Müzecilik Meslek Kuruluşu Derneği tarafından e-kitap olarak erişime açıldı. Müzelerin karşı karşıya kalabileceği doğal ve insan kaynaklı afetlere karşı alınması gereken tedbirleri müzecilerin uluslararası deneyimleriyle örneklendirerek anlatan kitap, etkinliğin belki de en değerli çıktılarından biriydi.
Risk Analizi, Vandalizm, Hırsızlık, Yangın, Sel, Kimyasal Sızıntılar, Deprem, Terör, Savaş tehdidi, bina içi tesisat riskleri gibi konular kitabın başlıca odak noktalarından bazıları. Kitabın editörü Willem Hekman, bu belgenin yalnızca bir temel sunduğunu ve değişen dünyada tehditlerin de değiştiğini vurgulayarak, eklemeler ve yorumların her zaman yapılması gerektiğini belirtiyor.*
Daha çok müze teorisiyle ve küratöryel çalışmalarla ilgilenen bir müzeci olarak müze idaresi ve risk yönetimi konularında bilgim oldukça kısıtlı. O yüzden müzecilik alanındaki eğitimim sırasında derslerde incelediğimiz Türkiye’deki idari uygulamalara dair bildiğim üç belgeye ulusal ölçekte acil durum önlem uygulamalarını anlayabilmek için “acil durum” çerçevesinden yeniden baktım. Bu belgeler ise, Müzecilik Kılavuzu, Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik ve Müzeler İç Hizmetler Yönetmeliği.
Üç belgede de acil pek çok durumda atılacak adımlar belli değil. Müzecilik Kılavuzu’nun amaçlarından biri “müzelerde ve ören yerlerinde bulunan taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının her türlü tehlikeye karşı korunması ve bunun için tüm olanakların kullanarak gerekli önlemlerin alınmasını sağlama” olsa ve kılavuzun kapsamıyla ilgili “müze ve ören yerlerindeki güvenlik önlemlerinin nasıl ve ne şekilde alınacağını kapsar” ifadesi yer alsa da bu kılavuzun güvenlik mevzusuna daha çok tarihi eser kaçakçılığı penceresinden odaklanmış olduğunu söyleyebilirim. Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik’e bakacak olursak Müze Yeri’yle ilgili 6. maddenin f bendinde müze olarak kullanılacak binanın; “Yangına, sabotaja ve hırsızlığa karşı emniyet tedbirlerinin alınmış olması” gerektiği belirtilirken; Müzeler İç Hizmetler Yönetmeliği’ne göre, hırsızlık, yangın, sabotaja karşı önlemler almak ve aldırılmasını sağlamak müze müdürünün görev ve yetkileri arasında yer alıyor.
Son yıllarda müzelerde yaşanan en yaygın ve en çok konuşulan acil durumların büyük kısmı mal güvenliğiyle ilgili. Mesela, iklim aktivistlerinin müze koleksiyonlarını hedef alan protestoları, Venedik ve Almanya’daki su baskınları, 2018’de Brezilya Ulusal Müzesi’nde yaşanan ve tamir edilemez kayıplara yol açan yangın gibi olaylar bunun en çarpıcı örnekleri. Türkiye’den de benzer örnekler vermek mümkün:
Masumiyet Müzesi’nde çıkan ve kontrol altına alınan yangın
Balat Oyuncak Müzesi’nin sergi salonlarını küle çeviren yangın
İki kıtadan görülebilen, Tarihi Haydarpaşa Garı yangını
Haydarpaşa Garı demişken garın son durumuyla ilgili bazı gelişmelere Merak Kabineleri #13’te yer vermiştik. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2025 bütçesine ilişkin sunumu sırasında Bakan Mehmet Nuri Ersoy “Boğazın Birleştirici Gücü Gar-Kültür Sanat Projesi”nin içeriği hakkında açıklamalar yapmış, bu açıklamalardaki bir ifade özellikle dikkatimizi çekmişti. Kartalkaya’da yaşanan ihmallerle dolu acı olayda sorumluluğun kimde olduğu tartışmaları gündemi meşgul etmeye devam ederken, Bakan Ersoy’un “Çünkü müzeler para öğüten sistemlerdir.” ifadesinin yarattığı endişe de katmerleniyor.
Tam burada derin bir nefes alıp en baştaki soruyu bir de başka türlü formüle edelim:
Müzelerde doğal ve insan kaynaklı ortaya çıkan beklenmedik bir acil durumun bir faciaya dönüşmeden engellenmesi için alınabilecek önlemler ve acil durumların yönetilmesi için belirlenen güvenlik önlemleri neler?
Bu soru yalnızca müzenin koleksiyonları, envanterindeki kültürel varlıklar ve arşivleri için değil; aynı zamanda çalışanların ve ziyaretçilerin mal ve daha da önemlisi can güvenliği için hayati önem taşır. Kriz yönetiminin etkili olabilmesi için sürekli hazırlıklı olmak kritik bir öneme sahip. Olası riskleri en aza indirmek adına akla ilk gelen tedbirler şunlar:
Acil durum planları oluşturulmalı.
Düzenli tatbikatlar yapılmalı.
Çalışanlara kriz yönetimi eğitimi verilmeli.
Kapsamlı dijital envanterler oluşturulmalı.
Elbette bu liste çok daha detaylandırılabilir. Yazıyı daha da uzatmadan Müzeciler için Acil Durum Prosedürleri El Kitabı’ndan, müzelerin yangın gibi acil durumlara karşı ne kadar hazırlıklı olduğunu anlamaya yönelik sorularla bitirelim:
Ziyaretçiler ve çalışanlar için bir tahliye planı var mı?
Güvenlik ve acil durum yöneticisi var mı?
Güvenlik ve acil durum yöneticileri her zaman mevcut mu?
Acil durum personeli iyi eğitilmiş mi?
Acil durum personelinin elinde yazılı prosedürler var mı?
Yangın söndürme tatbikatları yapılıyor mu?
Yangın söndürme tatbikatı en son ne zaman yapıldı?
Tahliye tabelaları var mı?
Tahliye ve kurtarma yollarıyla ilgili düzeltme çalışmaları sürdürülüyor mu?
Tahliye ve kurtarma yollarında yapılan değişikliklerden sonra tahliye işaretleri de güncelleştirildi mi?
Tahliye ve kurtarma yolları tamamen engellerden arındırıldı mı?
Tahliye ve kurtarma yolları iyice aydınlatıldı mı?
Acil çıkış kapıları yasalara uygun mu?
Acil çıkış kapıları kalabalık yığılmasını karşılamaya yeterli mi?
Acil çıkış kapıları periyodik olarak kontrol ediliyor mu?
Acil çıkış kapıları normalde kilitli, ancak bir yangın durumunda otomatik olarak açılıyor mu?
Kalabalık yığılması kontrolünüz altında mı?
Uyarı sistemi her yerden duyulabiliyor mu?
Uyarı sistemini harekete geçirecek sistem çalıştırılıyor mu?
Notlar:
*Pandemiden yıllar önce hazırlanan bu el kitabında pandemi sonrasında müzelerin dijital varlıklarının önemli ölçüde genişlemesiyle daha da önem kazanan veri güvenliği, yapay zeka ve siber güvenlik gibi konuları kapsamadığını not düşmüş olayım.
TIRNAK İÇİNDE
“Müze ve galerilerde her gün bir felaket meydana gelmemesi büyük bir şans. Öte yandan çok ender meydana gelmesi de ‘en hayırlısını’ bekleyip, en kötüsüne karşı yeterince hazırlıklı olmamaya yol açabiliyor. Oysa ihtiyat ve planlama, acil bir durumun bir felakete dönüşmesini önleyebilir, insanların ve koleksiyonların her hangi bir zarara ve tahribata uğrama ihtimalini en aza indirebilir.”
Bu hafta gündemde, müzelerin kriz anlarına nasıl hazırlanabileceğini ele alan Müzeciler için Acil Durum Prosedürleri El Kitabı var. International Committee of Museum Security’nin (Uluslararası Müze Güvenliği Komitesi) eski başkanı Bryan Dovey’den alıntılar paylaşırken, kitabın depremle ilgili bölümünün Yıldız Teknik Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nevra Ertürk tarafından kaleme alındığını da hatırlatalım.