Merak Kabineleri #18
Gündem bölümümüz bu hafta ortaya karışık!Dosya'da bir konuğumuz var: Cihan Küçük. Tırnak içinde "Feminist Hareket ve Toplumsal Cinsiyet" podcast bölümünden Meral Akkent'in bir cümlesi var.
ÖZET
Baharın müjdecisi olan cemrelerin sonuncusunu dört gözle beklediğim Mart ayının ilk günlerinden merhabalar,
Gündem bölümümüz bu hafta oldukça çeşitli! Ankara’daki müze rotalarından Christopher Nolan’ın The Odyssey filmine, Trump’ın kültürel politikalarına kadar geniş bir yelpazede içerikler sizi bekliyor.
Bu sayının Dosya yazısına ve podcastine, müzelerin dekolonizasyonuyla ilgili çalışmalarını (örneğin Skop dergi, Tear It Down.) ilgiyle takip ettiğimiz Cihan Küçük konuk oluyor.
Bülteni kapatırken, Tırnak İçinde başlığımıza 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Açık Radyo için Gülşah’la birlikte hazırlayıp sunduğumuz Müzelik Sohbetler’in, Meral Akkent’in konuk olduğu “Müze, Feminist Hareket ve Toplumsal Cinsiyet” başlıklı podcast bölümünü iliştiriyoruz.
Umarım keyifle okursunuz.
Baharınız şimdiden kutlu olsun!
GÜNDEM
Hoodbase’in paylaştığı “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü ile başlayıp "Onur Haftası’na kadar ve sonrasında sürecek bir etkinlik serisi." 8 Mart Yürüyüşü öncesinde bir pankart atölyesi de düzenleniyor. Nisan ayında açılması planlanan “Dar - Asla Yalnız Yürümeyeceksin” sergisi yüksek sesle PATRONSUZ - PEZEVENKSİZ - CİNSİYETSİZ DÜNYA’nın hayalini kuruyor.
Tiyatronun yaşayan bir sanat olmasına rağmen tarihinin görünmez kalması, sahnedeki izlerin hızla silinmesine neden oluyor. İşte bu yüzden, “Bize Bir Tiyatro Müzesi Gerek!” diyoruz. “Peki, neden bir tiyatro müzesi? Nasıl bir tiyatro müzesi tahayyül ediyoruz?” Bu soruların yanıtlarını, farklı uzmanların perspektiflerinden ele alan Bize Bir Tiyatro Müzesi Gerek ve Bir Tiyatro Müzesi İçin Yola Çıkarken isimli videoları paylaşıyoruz. Kaçıranlara için ise, Hrant Dink Vakfı, Türkiye Tiyatro Vakfı ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık iş birliğiyle hazırlanan ve Yapı Kredi Kültür Sanat’ta izleyiciyle buluşan “Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz” sergisini üç boyutlu olarak gezebileceğinizi hatırlatmak istedik.


Homeros'un Odysseia destanında anlatıldığı gibi, Troya'nın düşüşünden sonra Odysseus, İthaka'ya dönmek için yola çıkar ancak tanrıların gazabına uğrayarak denizlerde on yıl süren maceralı bir yolculuğa sürüklenir. Christopher Nolan’ın bu hikâyeyi beyaz perdeye taşıyacağı The Odyssey, filminin 2026’da vizyona gireceğini Troya Müzesi ise hem takipçilerini hem de müzecileri şaşırtarak—ya da müzeyi yakından takip edenler için pek de sürpriz olmayan bir şekilde—yönetmene özel bir davet mektubu yayımlamıştı. Filmin bazı sahnelerinin Ordu’da çekileceği duyurulunca Troya Müzesi kendine özgü esprili tarzıyla bir paylaşım daha yaptı.
Ankara Palas Müzesi açıldı. Milli Saraylar Başkanlığı’nın internet sitesinde yayımladığı, bizim de aşağıda yer verdiğimiz bir video kolajı, Ankara Palas Müzesi’ndeki vitrinleri gözler önüne sererken, sergilemenin içeriği ve niteliği bakımından dikkat çekici sorular doğuruyor. Sergi, mekânın hafızasıyla nasıl bir bağ kuruyor? Gösterilen ve gösterilmeyen unsurlar hangi anlatıyı destekliyor? Ankara Palas, Cumhuriyet'in erken dönem siyasi ve kültürel hayatının tanığı olan bir yapı olarak, bir müze formuna nasıl dönüştürüldü ve bu dönüşümde hangi tarihsel katmanlar vurgulandı ya da gölgede bırakıldı? Bu soruların peşine düşmek ve serginin anlatısını yerinde değerlendirebilmek için Ankara’yı ziyaret etmek şart.".
Nerde kalmıştık? Ankara’ya kadar gelmişken Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nin durak olarak “rota”nıza eklemeyi unutmayın! Küratörlüğünü Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün’ün üstlendiği Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Muallâ isimli sergi, Bor Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Cem Hancan’ın girişimiyle oluşturulan Hancan Sanat Koleksiyonu’nda yer alan Fikret Muallâ eserlerinden bir seçki sunuyor. Sergi, 7 Eylül’e kadar devam edecek.
Müzeciliğin nabzını Ankara’dan tutmaya devam ediyoruz. Cumhuriyetimizin 102. yılından ilhamla oluşturulan “100+2 Süreli Müze Sergileri Projesi”nin açılışı Ankara Etnografya Müzesi’nde Kültür ve Turizm Bakanı’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Bakan Ersoy’un açıklamalarını okuyunca daha çok soru sorasımız geliyor: “Mesele, gerçekten içerik ve bağlam üzerine mi kurulu, yoksa rakamların büyüsüne mi kapılıyoruz?” Bunu anlamanın en iyi yolu ise proje kapsamında açılan ilk sergi, “Doğadan Sanata: AHŞAP”ı 30 Nisan 2025’e kadar ziyaret etmek. Projenin detaylarıyla ilgili bir belgeye rastlayamadık, meraklısı için instagram paylaşımını geliyor: "📢 100+2 Süreli Müze Sergileri Projesi Başlıyor! 🇹🇷✨”
Son dönemlerde ikinci kez ABD Başkanı seçilen Trump gündemi oldukça meşgul ediyor. Bizim odağımız, en güncel gelişmeler olan Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy’nin Beyaz Saray ziyareti veya Trump’ın yapay zeka destekli içerikleri değil. Trump’ın ilk döneminde hazırlanan ve Biden yönetimi tarafından rafa kaldırılan “Federal Binaları Yeniden Güzel Yap” ya da “Amerikan Kahramanlarının Ulusal Bahçesi” projeleri yeniden canlandırılması meselesi bizim bültenin gündemine daha uygun görünüyor. Ed Simon’un “Başkanın kültürel kontrol takıntısı, yalnızca narsistik bir şaka egzersizi değil, süregelen faşist kaymanın bir kanıtı” diye yorumladığı girişimlerini Hyperallergic’teki “Donald Trump “Dejenere Sanatı” Geri Getiriyor” başlıklı yazısından okuyoruz. Yazıya göre hibe politikalarını güncelleyen Ulusal Sanat Vakfı (National Endowment for the Arts), Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık (DEI) ile ilişkili olduğu düşünülen projeler yerine “Amerika Birleşik Devletleri’nin 250. yılını kutlayan propagandacı projeleri” önceliklendirecek. Fort Lauderdale'deki Stonewall Ulusal Müzesi, Arşivleri ve Kütüphanesi, federal ve eyalet fonlarının yanı sıra kurumsal desteklerini de kaybettiğini belirtti. Müze yetkilileri, anti-LGBTQ+ politikalarının ve DEI karşıtı duruşun, bu finansman kaybına yol açtığını ifade etti.
Ankara’dan ve ABD’den sonra dünyanın farklı köşelerine uzanalım istiyorduk ancak çok da uzatmak istemediğimiz için gündeme getirmeyi istediğimiz bağlantıları kısaca paylaşıyoruz.
HeritageWatch.AI, yapay zeka teknolojsini kültürel mirasın korunmasıyla birleştirerek, kriz zamanlarında değerli mirasımızın güvende tutulmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Hollanda Benin Bronzları’nı Nijerya’ya iade edecek.
Manhattan Bölge Savcılığı, toplam değeri 2 milyon euroyu (yaklaşık 80 milyon Türk Lirası) aşan antik eserlerin Yunanistan ve İtalya'ya iade edileceğini açıkladı.
Berlin’in en önemli kültürel miras alanlarından biri olan Museumsinsel (Müzeler Adası), 2025 yazından itibaren beş yıl sürecek büyük bir kutlama programıyla 200. yaşını kutlamaya hazırladığını duyurdu.
BP’nin iklim hedeflerini terk etmesinin ardından, İngiltere’nin iki önemli müzesi British Museum ve Science Museum, bu şirketle olan sponsorluklarını sonlandırmaları yönünde artan baskılarla karşı karşıya.
DOSYA
Müzeler Kimin İçin? MoMA’dan Berlin’e Ücretsiz Girişin Kısa Politik Tarihi
Berlin Eyalet yönetiminin yaklaşık 3 milyar Euro’luk bütçe kesintisi, hayatın her alanını etkilediği gibi müzeleri de derinden vurdu. Kültür-sanat fonlarından kesilen 130 milyon Euro nedeniyle, Temmuz 2021’den beri her ayın ilk Pazar gününde müzelerin ücretsiz ziyaret edilmesini sağlayan MuseumsSontag uygulaması da son buldu. Kültür-sanatın küresel merkezlerinden biri olan Berlin’de bu kesintinin yalnızca ekonomik nedenlerle alınmadığı açık. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından, yerel yönetimin fonladığı kültür-sanat etkinliklerinde Filistin’e yönelik sansür politikaları devreye girmişken, bu tür kararların alınması da çok daha kolay hale geldi. Toplam 81 müzede, 42 Pazar günü gerçekleşen ücretsiz gün uygulamasının iptali ile Berlin yönetiminin ne kadar kâra geçeceğini bilinmez. Fakat 2.2 milyon ziyaretçiyi kaybettikleri acı bir gerçek.
Günümüzde iptal edilen ya da sponsorluklara, erken başvurulara ve belirli zaman dilimlerine sıkıştırılan ücretsiz müze günlerinin ne anlama geldiğini daha iyi kavrayabilmek için biraz tarihe dönmek gerekiyor.
1969 yılının Ocak ayında New York’ta, bir grup sanatçı, yazar ve sanat emekçisi tarafından kurulan Art Workers’ Coalition (AWC), MoMA’yı hedef alan protestolarla müzenin işleyişinde belirli değişiklikler yapılmasını sağladı. Süreç, 3 Ocak 1969’da sanatçı Takis’in, MoMA’nın koleksiyonunda bulunan heykelinin izinsiz sergilenmesine tepki olarak eserini geri çekmesiyle başladı ve müzenin bazı talepleri kabul etmesiyle sonuçlandı.
28 Ocak’ta AWC’nin çekirdek kadrosu —Hans Haacke, Tom Lloyd, Willoughby Sharp, Vassilakis Takis, Wen-Ying Tsai, John Perrault ve Gregory Battcock— tarafından hazırlanan 13 maddelik talepler listesi, dönemin MoMA direktörü Bates Lowry’e iletildi. Bu talepler arasında, müzede temsiliyet eşitliği açısından en dikkat çekenlerden biri 5. maddeydi:
“Müze, iki akşam gece yarısına kadar açık olmalı ve giriş her zaman ücretsiz olmalıdır.”
AWC’nin bu talebi, işçi sınıfının mesai saatleri sonrasında ek bir mali yük olmadan müzeye erişimini sağlamayı amaçlıyordu. Sanatçılardan gelen tepki ve talepler karşısında, dönemin MoMA direktörü Bates Lowry, Şubat ayı sonunda kamuoyuna açık bir toplantı düzenlemeyi önerdi. Ancak, AWC’nin taleplerine doğrudan yanıt vermekten kaçındığı için bu toplantı gerçekleşmedi. Bunun üzerine, 30 Mart’ta sanatçılar müzeyi işgal etti. Kültür-sanat emekçilerinin tamamını bu işgale katılmaya davet eden broşürde, eylemin gerekçeleri şu şekilde sıralanıyordu:
1- Sanat emekçilerinin tüm müze olanaklarını kullanma hakkı
2- Siyah sanatçıların talepleri
3- Müzelerin tüm faaliyetlerini şehrin tüm alanlarına ve topluluklarına yayması
4- İsteyen herkesin müzeye ücretsiz girişi
5- Sanat emekçileri adına müze politikasının oluşturulmasına erişim
Yaklaşık 300 kişinin katıldığı bu işgal eyleminin ardından, Bates Lowry iş dünyasını müzeyi desteklemeye çağırırken, sanat kamuoyunun dikkati de giderek MoMA’ya yöneldi. Artan baskılara daha fazla direnemeyen müze yönetimi, 16 Nisan’da AWC’nin taleplerinden bir kısmını kabul etmek zorunda kaldı. Bunlardan biri de ücretsiz müze günlerine ilişkin talepti.
Sanat emekçilerinin yaklaşık altı ay süren ısrarlı mücadelesi sonucunda, Bates Lowry 30 Mayıs’ta istifa etmek zorunda kaldı. Günümüzde MoMA’yı hâlâ ücretsiz ziyaret etmek mümkün, ancak bu erişim artık UNIQLO sponsorluğunda sağlanıyor. Üstelik yalnızca New York eyaletinde ikamet edenler için geçerli olan bu uygulama, her Cuma 17:30 - 20:30 saatleri arasında sınırlı bir zaman diliminde sunuluyor. Bugün müzeler, ücretsiz erişimi bir hak olarak değil, sponsorların cömertliğiyle lütfedilen bir ayrıcalık olarak sunuyor. Kapitalizmin himayesi altında, sanatın kamusal bir değer olmaktan çıkıp pazarlama stratejilerine malzeme haline gelmesi, müzelerin kimin için ve ne uğruna var olduğunu yeniden sorgulamamızı zorunlu kılıyor.
Cihan Küçük
Merak Kabineleri Podcast’in 8. bölümünde Gülşah, Cihan Küçük’e merak ettiklerini soruyor.
TIRNAK İÇİNDE: Podcast Bölümü Önerisi
“Geleneksel müzelerin, hem geleneksel müzelerin hem de Uluslararası Müzeler Konseyi’nin toplumsal cinsiyet temelli anlayışında herhangi bir değişim olmadı.”
İstanbul Kadın Müzesi’nin konsept geliştiriciliği ve küratörlüğünü yürütmüş, 2022 itibariyle Istanbul Toplumsal Cinsiyet Müzesi'nin küratörlüğünü üstlenen Meral Akkent’in konuk olduğu, Feminist Hareket ve Toplumsal Cinsiyet başlıklı Müzelik Sohbetler bölümünde Feminist kuram ve hareketin müzeciliğe yansımalarından, toplumsal cinsiyetten ve kadın müzelerini betimlemek için sıklıkla kullanılan bir ifade olan “binası olmayan müze” kavramından bahsediyoruz.
Zevkle okudum, pazar günüm güzel başladı. teşekkürler ❤️
Çok keyifli bir okuma oldu teşekkür ederim, museumsSonntag ücretsiz giriş hakkı iptaline çok bozuldum, zar zor gidebildiğimizde merakla görmek istediğimiz çoğu Alman müzesi normal vakitlerde gerçekten pahalı.
Mart ayında Fikret Mualla sergisini görmeye Ankara planı heyecanı🍀