
(Ortalama Okuma Süresi: 4-5 dk)
ÖZET
15. sayımızla sizleri selamlarken, bu sayıda Berlin-İstanbul arasında mekik dokuyan, bir “filmacherin” ve “gastarbeiter” olan konuk yazarımız Asena Bulduk’un yazısı ve fotoğraflarıyla bu kez çok daha uzaklara gidiyor ve kendimizi Tokyo’daki masalsı Ghibli Müzesi’nde buluyoruz.
Tırnak İçine, gerçek bir olaydan esinlenilerek üretilmiş bir film olan Hollywood ürünü bir filmi, Monuments Men’i alıyoruz. Her ne kadar “beyaz adamın günü kurtardığı” klişesini tekrarlasa da yaşanmış bir olayın aktarılmış olması açısından tavsiye ediyoruz.
Şubat ayında görüşmek üzere!
GÜNDEM
Dr. Bengü Aydın Dikmen, İnkılabı Nakşedecek Resimler: Tek-Parti Döneminde Resim ve Siyaset (İletişim Yayınları, 2023) kitabın bazı önemli bulguları paylaştı.
Sakıp Sabancı Müzesi’nde müdürlük koltuğu devri: Müzenin kuruluşundan bu yana yöneticiliğini yapan Dr. Nazan Ölçer, 3 Şubat 2025 itibarıyla görevini Prof. Dr. Ahu Antmen’e devretti. Feminist bir sanat tarihçisinin, müze müdürü olarak müzeciliğe yapacağı katkıları dört gözle bekliyoruz.
Gün geçmiyor ki bir tematik müze daha açılmasın, tabii bu biraz güldüren cinsten. Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’de HahaHouse adlı kahkaha müzesi Uluslararası Kahkaha Günü’nde ziyarete açıldı.
Kapitalizme ve sağlıkta tekelleşmeye karşı pelerinsiz kahraman olarak görülen Luigi Mangione sokak sanatı ve protest sanat için yeni bir ikon haline geldi. Deny, Defend, Depose sloganıyla bu ikonun çevresinde yeni üretimler çoğalıyor.
Severek takip ettiğimiz Sanat Dünyamız dergisinin ikincisini düzenlediği Sanat Dünyamız Film Günleri 25-27 Ocak’ta Engin Ertan’ın küratörlüğünde Bir de Buradan Bak teması altında Yapı Kredi Kültür Sanat Loca’da. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.
Sergi tasarımında en önemli şeylerden biri de ziyaretçi kitlesinin doğru seçilmesi denir. Ancak bu serginin ziyaretçi kitlesi biraz farklı. İtalya, Milano’da ADI Tasarım Müzesi Köpekler İçin Mimarlık adıyla 3 Aralık’ta yeni sergisini açtı.
Sömestr tatili başladı; Arter, İstanbul Modern, İş Bankası RHM gibi pek çok müze ve sanat alanı da bu tatilde çocuklara sanatsal etkinlikler sunmak için kollarını sıvadı. Unlimited Art ise tüm bunların tek başlık altında görülebileceği bir liste hazırlamış, buyrun.
PERSPEKTİF
2024'ün son ayından,tüm yıla yetecek keşif: Ghibli Müzesi
Japonya'ya gitmeden önce Miyazaki'nin masalsı dünyası bana çok gerçeküstü geliyordu. Ancak, Tokyo'yu ve Japonya'yı deneyimledikten sonra Miyazaki'nin yarattığı dünyanın aslında Japonya'nın ta kendisi olduğunu fark ettim. Tokyo ve genel olarak Japonya, başlı başına hayat değiştiren bir deneyim sunarken, Ghibli Müzesi, Miyazaki ve anime dünyasına daha derinlemesine dalmak isteyenler için harika bir durak.
Ghibli Müzesi, Tokyo'nun Mitaka bölgesinde yer alıyor. Metrodan çıktıktan sonra yaklaşık iki kilometrelik bir yürüyüş yapıp, kocaman bir parkın yanından geçerek müzeye ulaşıyorsunuz. Parkın güzelliği karşısında müze zaten vaat ettiği sihirli dünyanın yarısını karşılamış oluyor.


Açık alanında bir cafe/restaurant da bulunan müze üç kattan oluşuyor. Genel olarak Miyazaki'nin çizimlerine odaklanılmış, küçük denilebilecek bir müze. Ghibli filmlerinin yapım sürecine dair eskizler, çizimler ve film sahnelerinden ilham alan enstalasyonlar haricinde, animasyon sürecine dair teknik detayların olduğu içerikler de bulunuyor.
Müze deneyimini, sadece müzeye özel Ghibli kısa filmlerinin gösterildiği küçük bir sinema olan Saturn Theater'da noktalıyorum. Ben Saturn Theater'da, Ghibli'nin masalsı hikâyeciliğinin bir özeti gibi olan 12 dakikalık Mr. Dough and the Egg Princess kısa filmini izleme şansı buldum. Mutlaka uğranması gereken "souvenir" dükkanı tabii ki ihmal etmiyorum. Yüzümde büyük bir tebessümle metro yoluna uğurlayan bir final oluyor.
Müze, günlük sınırlı sayıda ziyaretçi kabul ediyor ve biletlerin en az bir ay önceden alınması gerektiğini de ekleyeyim.
Asena Bulduk
TIRNAK İÇİNDE
Hikayesini II. Dünya Savaşı döneminde gerçek bir grup insanın sanat için yaşamlarını tehlikeye atmasından alan Monuments Men filmi, kültürel miras ve onun korunması konusunun 21. yüzyıldan önce de önemsenen bir olgu olduğunu eğlenceli bir dille aktarıyor.
Bence, gerçeği benim gördüğüm gibi bilmelisiniz. Bu görev hiçbir zaman başarıya ulaşması için tasarlanmadı. Dürüst olsalardı, bunu bize söylerlerdi. Bu kadar insan ölürken, kim sanatla ilgilenir ki, derlerdi. Ama yanılıyorlar. Çünkü tam da bunun için savaşıyoruz. Kültürümüz ve yaşam tarzımız için. Bir nesli yok edebilirsiniz. Evlerini yerle bir edebilirsiniz ve bir şekilde geri dönerler. Ama eğer başarılarını ve tarihlerini yok ederseniz, sanki hiç var olmamış gibi olurlar. Sadece havada süzülen kül. İşte Adolf Hitler'in istediği bu. Ve bu, kesinlikle izin veremeyeceğimiz tek şey.
George Clooney’nin yönetmenliğini üstlendiği filmin adını veren Monuments Men ekibi-birimi, aslında 1943 yılında, Müttefik ordularının Sivil İşler ve Askeri Yönetim birimleri altında, Müttefiklerin Avrupa'da ilerlemesi sırasında tarihi ve kültürel öneme sahip sanat eserlerini, arşivleri ve anıtları korumaya yönelik bir çabanın parçası olarak Anıtlar, Güzel Sanatlar ve Arşivler Programı (MFAA) kuruldu. On üç farklı ulusu temsil eden 345 kişinin parçası olduğu bu ekip, İkinci Dünya Savaşı döneminde Almanların yağmaladığı ve çeşitli depolara sakladığı eserlerin günümüze ulaşmalarını sağlamış olmaları açısından sanat tarihine çok büyük katkısı olan bir ekip.